Farsça’nın ne kadar poetik bir dil olduğu su götürmez, duyguları ifade edişleri de çok şiirsel, mesela İranlılar sırılsıklam aşık olmazlar ama bir değil yüz gönülle aşık olur olurlar:
یک دل نه، صد دل عاشقش شدم.
Değil bir, yüz gönülle ona aşık oldum
یک دل نه، صد دل عاشقش شدم.
Değil bir, yüz gönülle ona aşık oldum
İranlılar bir şey için üzüldüklerinde kalpleri o şey/kişi için kebap olur/yanar
دلم براش می سوزه/ دلم براش کباب شد
Gönlüm ona yanıyor/ kebap oldu.(onun için çok üzülüyorum)
دلم براش می سوزه/ دلم براش کباب شد
Gönlüm ona yanıyor/ kebap oldu.(onun için çok üzülüyorum)
İranlılar üzüldüklerinde ya da depresyonda olduklarında “kalpleri tutulur”
خیلی دلم گرفته این روزا
Bugünlerde kalbim çok tutuldu (üzüldüm, depresyona girdim)
خیلی دلم گرفته این روزا
Bugünlerde kalbim çok tutuldu (üzüldüm, depresyona girdim)
İranlılar bir şeyi ya da birini özledikleri zaman “kalpleri o şey/kişi için daralır”
خيلي دلم برات تنگ شده بود
Gönlüm senin için çok daralmıştı (seni çok özlemiştim)
خيلي دلم برات تنگ شده بود
Gönlüm senin için çok daralmıştı (seni çok özlemiştim)
İranlılar canlarının istediği bir şeyi yapabildikleri/yiyebildikleri zaman “gönüllerini yastan çıkarmış olurlar”
بیا برویم یک ساندویچ خوشمزه بخوریم و دلی از عزا در بیاوریم!
Gel gidip lezzetli bi sandviç yiyelim de gönlünü yastan çıkaralım.
بیا برویم یک ساندویچ خوشمزه بخوریم و دلی از عزا در بیاوریم!
Gel gidip lezzetli bi sandviç yiyelim de gönlünü yastan çıkaralım.
İranlılar bir şeyi telafi etmek istediklerinde o şeyi (kötülüğü,hatayı) sizin kalbinizden çıkarırlar:
با این که مقصر نبودم اما رفتم و از دلش دراوردم
Hatalı olmadığım halde gittim ve onun kalbinden çıkardım (telafi ettim, özür diledim)
با این که مقصر نبودم اما رفتم و از دلش دراوردم
Hatalı olmadığım halde gittim ve onun kalbinden çıkardım (telafi ettim, özür diledim)